Türk Konseyi Bişkek’te Tarihte Bir İlki Gerçekleştirdi ve Türk Devletlerinin Ortak Bayrağını Belirledi
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te 22-23 Ağustos 2012 tarihinde düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin II. Zirve toplantısına Azerbaycan Başbakanı Artur Rasizade, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül katıldı.
Bişkek’teki Ala Arça Kongre Merkezi’nde gerçekleşen
Türk Konseyi’nin II. Zirvesi toplantısının sonunda Cumhurbaşkanları Bişkek
Zirvesi Deklarasyonu’nu imzaladı.
Türk Konseyi’ne üye ülkelerin Dışişleri Bakanları da
Türk Konseyi Genel Sekreterliği’nin finansmanı anlaşmasını, Millî Eğitim
Bakanları Astana’da Türk Akademisi ve Bakü’de Türk Kültür Miras Vakfı
kurulmasına ilişkin anlaşmaları imzaladılar.
Bu zirve toplantısının en önemli ve tarihe geçecek
kararı ise Türk Konseyi’nin bayrağı idi. Üye dört devletin bayraklarından
alınan renk ve sembollerden oluşan bu bayrağı aynı zamanda Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’yi sembolize eden ortak bir bayrak olarak
görmek de yanlış olmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
bayrağın kabulünü Türk Konseyi'nin kurumsallaşması adına yeni bir adım olarak
değerlendirdi. Davutoğlu, haklı olarak “Bu bayrak, Türkçe konuşan halkları daha
da yakınlaştıracaktır” ifadesinde bulundu.
Ayrıca Bişkek zirve toplantısında, 2009 Nahçıvan
zirvesinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in teklifiyle
kurulması kararlaştırılan ve 2010 Mayıs ayında Astana’da kurularak faaliyete
Türk Akademisi uluslararası statüye haiz oldu. Böylece iki yıldır Kazakistan
devletinin imkânlarıyla çalışmalar yapmakta olan Türk Akademisi artık
Azerbaycan, Kırgızistan ve Türkiye’nin destekleriyle faaliyetlerini daha güçlü
bir şekilde yürütebilecektir.
3 Ekim 2009 tarihinde Nahçıvan zirve toplantısında
yine Nazarbayev’in teklifiyle kurulan Türk Konseyi Türk halkları arasında
işbirliği ve dayanışmanın pekiştirilmesi için somut çalışmalar yapmaktadır.
Merkezi İstanbul’da bulunan ve genel sekreterliğini Büyükelçi Halil Akıncı’nın
yürüttüğü Konsey üye ülkeler ve halklar arasında anlayış, birlik ve işbirliğini
güçlendirmeyi, Türk halklarının zengin kültür ve tarih mirasını araştırıp
tanıtmak için güç birliği yapılmasını hedefliyor. Gelecekte Konseyin Türk
ülkelerinin karşılıklı etkileşimi için zemin hazırlanmasına ve Türk
devletlerinin uluslararası platformda ortak politikalar üretmesine imkân
sağlaması bekleniyor.
Türk Konseyi zirve toplantılarına hazırlık öncesinde
dört önemli toplantı gerçekleştiriyor: Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı,
Kıdemli Memurlar Komitesi toplantısı, Aksakallar Konseyi toplantısı ve Ekonomik
İşbirliği Konseyi toplantısı. Bu toplantılarda ele alınan meseleler Türk
Konseyi’ndeki uzmanlar tarafından geliştirilerek devlet başkanlarının onayını
sunuluyor. Bu zirve toplantısı öncesinde de aynı yol izlendi ve dört konseyin
toplantılarının sonuçlarına göre anlaşmalar ve belgeler hazırlandı.
Böylece Bişkek zirvesinde Türk Konseyi Genel
Sekreterliği’nin finansmanı anlaşmasını, Türk Akademisi uluslararası statü
kazanması ve Bakü’de Türk Kültür Miras Vakfı kurulmasına ilişkin anlaşmalar
imzalandı.
Toplantıdan sonra basına açıklama yapan ev sahibi
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev Türk Konseyi’nin bir sonraki zirve
toplantısı, gelecek sene Azerbaycan’da yapılması kararlaştırıldığını söyledi.
Basın toplantısında Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan
Nazarbayev de bir konuşma yaparak “Biz esasen bu toplantıda ülkelerimiz
arasındaki ekonomik işbirliği meselelerine daha çok yoğunlaştık. Ekonomik
işbirliğinde ulaşım ve iletişimin önemi çok büyüktür. Bu sebeple bizler ulaşım
ve haberleşme ile ilgili bakanlıklar ile gümrük kurumlarımızın
Türkiye-Ahalkale-Kars-Tiflis-Bakû ve Hazar Denizi üzerinden Kazakistan’a ve
Kazakistan’dan Çin’e ulaşan demiryolu hattını hayata geçirilmesi konusunda
hazırlık yapılması amacıyla toplantılar düzenlemesini kararlaştırdık” dedi.
Türk Akademisi ve Türk Kültür Miras Vakfı’nın
kurulmasının önemine dikkati çeken Nazarbayev “Gençlerimizin birbirleriyle
yakınlaşmalarını temin için dillerimizi, kültürlerimizi, genel olarak tüm Türk
dünyasını öğrenmek ve tanımak için ortak çaba sarf etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Özellikle gençler arasında “Türk Dünyası” şeklindeki önemli kavramın köklü bir
şekilde yerleşmesi gerektiğine işaret eden Nazarbayev “Bana göre, bu hususta
önemli bir çalışma gerçekleştirdik” dedi. Zirve toplantısının başarılı
geçmesini sağlayan ev sahibi Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’e de
teşekkür etti. Bu zirve toplantısı ile geçen seneki Almatı Zirvesi’nden beri
Kazakistan’da bulunan Türk Konseyi Dönem Başkanlığı Kırgızistan’a geçti.
Bişkek’teki zirve toplantısından sonra uluslararası
bir nitelik kazanan Türk Akademisinin çalışmalarını hız ve derinlik vermesi
bekleniyor. 2010 yılından beri Astana’da sadece Kazakistan devletinin
imkânlarıyla çalışmalar yapmakta olan Türk Akademisi ünlü Kazak Türkolog, Prof.
Dr. Şakir İbrayev’in başkanlığında iki yıl içinde Türk kültürü ve tarihi ile
ilgili olarak 30’a yakın araştırma ve inceleme eseri yayınlandı. Bu eserler
arasında “Türk Dünyası” isimli 724 sayfalık bir almanak ve Türk dünyasındaki
önemli çalışmaları ihtiva eden “Asil Miras” isimli 570 sayfalık bir antoloji de
bulunuyor. Ayrıca Türk Akademisi El Farabi, Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmut,
Hoca Ahmet Yesevi ve diğer Türk halklarının büyük düşünür ve ilim adamlarının
eserlerinin incelenmesi ve tanıtımı konusunda çeşitli Türk ülkelerinden bilim
adamlarıyla ortak çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların Azerbaycan,
Kırgızistan ve Türkiye’nin bilimsel ve mali destekleriyle daha çok hız ve
derinlik kazanacağı muhakkaktır.
Bişkek zirvesinin en çok dikkati çeken yönü, Türk Dili
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ni temsil eden bir bayrağın kabul edilmesi
oldu. Bağımsız Türk devletlerinin ortak bayrağı olarak da sayılabilecek olan bu
bayrak Kazakistan bayrağından zemin rengini, Kırgızistan bayrağından güneşi,
Azerbaycan bayrağından yıldızı ve Türkiye bayrağından hilali almaktadır.
Bayrak bu şekliyle Türk Konseyi’ne üye tüm ülkelerin
bayraklarını bir bayrakta uyumlu bir şekilde sembolize başarmıştır. Ancak,
şimdilik üyelik başvurusunda bulunmayan, fakat Türk Konseyi’nin doğal üyeleri
arasında olan Türkmenistan ve Özbekistan göz önüne alındığında bu bayrak
yetersiz kalacaktır. Çünkü, bayrakta bu ülkelerin bayraklarını sembolize eden
işaretler yoktur. Bu yüzden bu bayrağın geçici olduğunu düşünüyoruz.
Türkmenistan ve Özbekistan devletleri de Konseye dahil olduğunda bayrağa da son
şeklinin verileceği muhakkaktır. Böylece tarihte ilk defa bağımsız tüm Türk
devletleri için ortak bir bayrak şekli ortaya çıkmış olacaktır. Bu Türk
halklarının işbirliğinin, dünyanın başka halkları arasındaki işbirliklerinin
çok ötesinde, köklerini binlerce yıllık ortak tarih ve kültürden alan derin kardeşlik
ve dostluk bağlarından aldığının bir delili de olacaktır.
Tarihe göz attığımızda Türk devletlerinin ortak
bayrağı düşüncesinin ilk defa 1920 yılında Semerkant’ta ortaya atıldığını
görüyoruz. Bolşevik güçlerine karşı mücadele başlatan Türkistan Millî Birliği
teşkilatının 5-7 Eylül 1920 tarihinde Semerkant’ta gerçekleşen II.
Kurultayında Türkistan millî bayrağının renkleri ve şekli kabul edilmişti.
Bayrağı belirleyen komisyon üyeleri arasında Zeki Velidî Togan, Törekul
Canuzakov ve Münevver Kari gibi dönemin önemli Türk devlet adamları ve
aydınları bulunmaktaydı. Komisyon gönder tepeliğinde kurt başı olan bayrağın
rengi için Selçuklu, Karahan ve Timurlu devletinin al renkli bayrağından
esinlendi. Ortasında ay ve yıldız bulunan bayrak dokuz şeritle süslenmişti. Bu
şeritlerin beşi al renk ve dördü de beyaz idi. Ayrıca bayrağın dört kenarı
Cengiz Han’ın bayrağından ilhamla mavi şerit ile çerçevelenmişti.
Türkistan Milli Birliği Bolşeviklerin Türkistan’da
üstün gelerek hakimiyeti eline geçirmesinden sonra yurt dışına çıkarak
mücadelesi devam ettirdiği Avrupa’da bayrağa yeni bir şekil vermek durumunda
kaldı. 1927 yılında Berlin’de yapılan ve Mustafa Çokay, Tahir Çağatay ve
Mecdeddin Delil gibi devlet adamları ve aydınların katıldığı toplantıda
Türkistan Milli Bayrağını değiştirildi. Buna bayrakta renk çeşidinin fazla ve
kompleks şeklinden dolayı yapımının zor olması sebep oldu. Böyle bir bayrağın
üretiminin muhaceretin ağır şartlarında daha zor olduğu göz önüne alınarak
Türkistan millî bayrağının daha sade olmasına karar verildi. Buna göre, yeni
bayrağın Timur devletinin tok kızıl rengi ile Türkistan Cumhuriyetinin gök renginden
oluşan zemin üzerinde ay yıldız olması uygun görüldü.
Belki de ileride Türkmenistan ve Özbekistan’ın
katılımıyla altı doğal üye sayısına ulaşacak olan Konsey’in bayrağın son şekli
kurt başlı direği ile ortada ay yıldız olduğu halde altı devleti temsil eden
altı şeritten oluşan bir bayrak da olabilir.
Sonuç olarak Bişkek zirvesi başarılı geçmiştir. Devlet
adamları önemli kararlara imza atmışlardır. Şimdi sıra bu kararlar
doğrultusunda sadece devlet adamları ve diplomatlar değil, aydınlar,
sanatçılar, bilim adamları ve işadamları da çalışmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder