ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner, 23 Ocak'ta
Astana'da gerçekleşecek 'Suriye' görüşmelerine resmi davet almadıklarını
açıkladı. Gün boyunca gelen çelişkili haberlerin ardından Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu son noktayı koydu: "Astana'ya ABD'yi davet edeceğiz, YPG
olmayacak."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 9. Büyükelçiler
Konferansı’na ilişkin düzenlediği basın toplantısı sonrası gazetecilerin
sorularını yanıtladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner’in YPG
açıklaması sorulan Çavuşoğlu, "Şu andaki yönetimin PKK’ya YPG aracılığıyla
destek vermesi, YPG’ye verdikleri silahlar PKK’nın elinde. Türkiye’deki terör
saldırılarının sorumluları Kayseri, İstanbul Beşiktaş, stadının yanındaki
saldırı geçen seneki Ankara’daki saldırılar, bunların hepsi YPG kamplarından
geliyor. YPG ile PKK’nın bir farkı yok. Önemli bir müttefikimizin destek
vermesi bizim içinde kabul edilebilir değil. Astana’da YPG olmayacak"
dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu hafta Ankara’da
gerçekleşen 9. Büyükelçiler Konferansı’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Mevlüt Çavuşoğlu basın toplantısında" Büyükelçiler Konferansı’mızın
başarılı geçtiğini söyleyebilirim. 2023 hedefini koyduk. Milli değerler ve küresel
hedefler dedik. Ekonomik ilişkilere çok önem veriyoruz. Savunma sanayi başta
olmak üzere vizelerin kalkması, iş adamlarımızın işlerinin en iyi şekilde takip
edilmesi, turizmde çeşitliliğin sağlanması, değişik pazarlara açılması diğer
önemli konuları bu hafta değerlendirdik." diye konuştu.
"BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ
DAVET EDECEKSEN, EL NUSRA’YI , DAEŞ’İ DE DAVET ET"
Mevlüt Çavuşoğlu toplantı sonrası gazetecilerin sorularını
yanıtladı. Çavuşoğlu, "ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner,
düzenlediği basın toplantısında bir açıklama yaptı. PYD’nin sahada temsiliyeti
olduğunu, Suriye’de barış görüşmeleri sağlanacaksa mutlaka Suriye’deki tüm
gruplarında dinlenmesi gerektiğini belirtti. Bu konudaki düşüncenizi almak
isterim " sorusuna şöyle yanıt verdi:" Amerika o zaman DAEŞ’i de
davet etsin. Önce biz Amerika’yı adavet etme konusunda hem fikir kaldık
biliyorsunuz. Rusya ile konuştuk. ABD’yi davet edeceğiz, Astana’da olacak.
ABD’nin rolünü inkar etmiyoruz. Katkısını da inkar etmiyoruz, ama ABD’nin
özellikle yeni yönetimden beklentimiz budur. Öyle de olacaktır. Terör
örgütleriyle işbirliğine son verilmesi gerekiyor. Bir terör örgütünü masaya
davet edeceksen eğer, El Nusra’yı , DAEŞ’i de davet et. Çok anlatmamıza rağmen
giderayak bile şu andaki yönetim bu konuda çok ciddi hatalar yapmaktadır. Bu
tür davranışları yanlış politikaları Türk toplumunda çok derin yaralar açıyor.
Derin yaraların tamir edilmesi zaman alır. Giderayak ne kadar zarar verirsek
kardır anlayışıyla hareket ediyorlarsa artık kusura bakmasınlar biz yeni
dönemde ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz. İki birbirine güvenen müttefik
gibi hareket etmek istiyoruz. Fakat şu andaki yönetimin PKK’ya YPG aracılığıyla
destek vermesi, YPG’ye verdikleri silahlar PKK’nın elinde. Türkiye’deki terör
saldırılarının sorumluları Kayseri, İstanbul Beşiktaş, stadının yanındaki
saldırı geçen seneki Ankara’daki saldırılar, bunların hepsi YPG kamplarından
geliyor. YPG ile PKK’nın bir farkı yok. Önemli bir müttefikimizin destek
vermesi bizim içinde kabul edilebilir değil. Astana’da YPG olmayacak. Neyi
Müzakere edecek? Suriye topraklarından şu kadarını istiyorum, petrolün ve diğer
kaynakların olduğu yerler benim olsun, gerisi sizin olsun mu diyecek?"
"UZMANLAR DÜZEYİNDEKİ
TEMASI DEVAM ETTİRECEĞİZ Kİ ASTANA SÜRECİNE GEÇEBİLELİM"
Mevlüt Çavuşoğlu, "Amerika’yı kim davet edecek ? Müttefik
olarak Türkiye’mi davet edecek? "sorusunu şöyle cevapladı:" Biz Rusya
ile bir süreç başlattık, buradan da netice aldık Halep’ten insanların
kurtarılması, ateşkesin ülke geneline yayılması ve siyasi sürece geçilmesi.
Epeyce ihlaller var, ihlallere baktığımız zaman yüzde 80-90 oranında rejimin ve
rejimin yanındaki diğer grupların ihlal ettiğini görüyoruz ama süreç devam
ediyor. Şimdi Astana sürecine doğru gidiyoruz, buraya kimler katılacak? Şu ana
kadar BM ve Amerika’nın katılması konusunda hemfikiriz. Daveti de tabi ki
birlikte yapacağız. Uzmanlarımız biliyorsunuz Moskova’daydı. Bu sefer İran’da
katıldı. Bunların hepsi değerlendiriliyor, başka ülkeler katılsın mı?
katılmasın mı? farklı görüşler var. Biz prensip olarak katkı sağlayacak kurum
ve ülkelerin katılmasından yanayız. Rejim tarafının da müzakereler katılmasının
da bir mahsuru yok. Uzmanlar düzeyindeki teması devam ettireceğiz ki Astana
sürecine geçebilelim."
"TÜRKİYE İLE KKTC
HEYETİ’NİN GÖRÜŞLERİ TAMAMEN ÖRTÜŞTÜ"
"Cenevre’de önemli görüşmeler vardı, Cenevre’de konuşulan
konulardan bahsedebilir misiniz? Sizce umut var mı? Basına yansıyan haritalarda
talep edilen yerler doğru mu? Türkiye bu konuda ne düşünüyor?" sorusuna
Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanıtı şöyle: "Biz Türkiye olarak Kıbrıs sorunun
çözümünde her zaman ne dediğini bilen, yapıcı bir ülke olduk. Özellikle 11
Şubat 2014 ortak açıklamadan sonra devam eden süreçte de biz herkesten bir adım
önde olduk. Verdiğimiz destekte de çok görünür olduk. İlkeler belli, prensipler
belli. Müzakereler adada devem etti. Bazı konularda halen görüş ayrılığı devam
ediyor. Türkiye ile KKTC Heyeti’nin görüşleri tamamen örtüştü. Dışişleri
düzeyinde bu kadar teknik çalışmanın faydalı olmayacağını tam tersine uzmanlarımızın
bu teknik çalışmaları sürdürmesi konusunda hemfikir olduk. 3 garantör ülke.
18’inde İsviçre’de uzmanlar bir araya gelecek. Sonra Dışişleri Bakanları olarak
biz, somut bir sonuç çıkarsa da Başbakanları davet edeceğiz. Haritalar konusuna
gelince daha önce belirlenen bir takvim çerçevesinde her iki tarafta
birbirlerine nasıl toprak istediklerini göstermişler, her iki tarafta bu
gördükleri haritanın kabul edilemeyeceğini bildiren birer mektubu genel
sekretere verdiler. Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyet’i
vatandaşlarının hassasiyeti bizim hassasiyetimizdir."
"TERÖRLE İLGİLİ
KANUNLARDA BİR ŞEY YAPMAYACAĞIMIZI NET ŞEKİLDE İLETTİK"
Çavuşoğlu, "Vize muafiyeti konusunda detaylı bilgi
verebilir misiniz? " sorusunu şu şekilde cevapladı: "Vize muafiyeti
konusunda biz son teklifimizi daha önce de söyledik. Önümüzdeki günlerde AB’ye
teslim edeceğiz. AB’den de bu işin somut bir takvime bağlanmasını isteyeceğiz.
Terörle ilgili kanunlarda bir şey yapmayacağımızı net bir şekilde ilettik."
Yorumlar
Yorum Gönder